Boğaziçi Üniversitesi’nde geliştirilen ‘’Bir Entegrasyon Sistemi’’, yazılım ve donanım alanlarında aynı anda entegrasyonu hedefleyen içeriğiyle Türkiye’de bu alanda patent alan ilk proje oldu. Doç. Dr. Arda Yurdakul, Doç. Dr. Alper Şen ve Doğan Fennibay’dan oluşan araştırma ekibinin hazırladığı proje, ‘’Gömülü Sistemler’’ kullanılarak telekomünikasyondan otomotiv sanayine pek çok sektörde sanal ve gerçek sistemlerin entegrasyonunu hedefliyor.
Son yıllarda endüstriyel otomasyon alanında yeni teknolojilerin kullanımı giderek artıyor. Mevcut sistemlerle yeni teknolojilerin en hızlı biçimde entegrasyonu yeni iş fikirlerinin ve buluşların reel sektörle buluşmasını kolaylaştırıyor.
Bu amaçla son yıllarda gündeme gelen sistem modellemesi yöntemi sayesinde yeni bir teknolojinin mevcut bir sisteme tanıtılması mümkün olabiliyor. Bu anlamda gerçek sistem ile sanal sistem modelleri arasındaki iletişim, günümüzde bilgi teknolojisi alanında çalışanların en fazla kafa yorduğu konuların başında geliyor.
Boğaziçi Üniversitesi’nde bilgi teknolojileri alanında çalışan Bilgisayar Mühendisliği öğretim üyesi Doç. Dr. Arda Yurdakul, Bilgisayar Mühendisliği öğretim üyesi Doç. Dr. Alper Şen ve halen özel sektörde çalışmakta olan, Boğaziçi Üniversitesi yüksek lisans mezunu, bilgisayar ve endüstri mühendisi Doğan Fennibay’dan oluşan ekip, geliştirdikleri sistemler arası entegrasyon modeliyle Türkiye’de bu alanda ilk defa patent almaya hak kazandı.
‘’Bir Entegrasyon Sistemi’’ başlıklı proje Türkiye’de bu konuda patent almış ilk yöntem önerisi olarak dikkat çekiyor. Ayrıca söz konusu çalışma, yurtdışında yayımlanan Computer-Aided Design of Integrated Circuits and Systems dergisinde de yer alarak uluslararası bilim dünyasının dikkatine sunuldu.
Arda Yurdakul, Alper Şen ve Doğan Fennibay ile ’Bir Entegrasyon Sistemi’’ başlıklı projeyi ve patent sürecini konuştuk.
Günümüzde sistemler birbiriyle daha fazla bağlantıda
Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Mühendisliği mezunu olan Arda Yurdakul, 2001’den bu yana Bilgisayar Mühendisliği’nde öğretim üyesi olarak çalışıyor. Çalışma alanı ‘’Gömülü Sistemler’’ olan Yurdakul, Çin’de 2010 yılında düzenlenen Gömülü Sistem Tasarım Yarışması’nda (2010 Intel Cup Undergraduate Electronic Design Contest- Embedded System Design Invitational Contest) Boğaziçi Üniversitesi adına ikincilik ödülünü kazanmıştı.
Yurdakul geliştirilen yeni projede hem sistem hem de yazılım olarak bir modeli hayata geçirdiklerini anlatıyor:
‘’Günümüzde sistemler giderek birbiriyle daha fazla bağlantılı hale gelmeye başladı. Örneğin bir elektrik sayacının eskiden sadece elektrik şebekesiyle bağlantısı varken günümüzde akıllı sayaçlarda artık bu bağlantıların çok fazla çeşitlendiğini görüyoruz. Yine güncel örnek olarak vermek gerekirse, cep telefonlarının günümüzde artık çok daha fazla sistemle haberleşmesi gerekiyor. Siz bir cep telefonu yapacaksanız önce onun mevcut modeliyle işe başlıyorsunuz. Bu cep telefonun modellemesinin yapılabilmesi için bu cihazın bağlantılı olacağı mevcut bir başka sistemin daha olması gerekiyor’’.
Bu projeyle ilk defa melez kanal modeli geliştirildi
‘’Bir Entegrasyon Sistemi’’ modeli, bilgisayar içinde çalışan sanal modelle gerçek hayatta çalışan gerçek sistemin bir arada çalışmasını sağlayan bir yöntem. Alper Şen, söz konusu patentin ana konusunun günlük hayatta sıkça kullanılan mobil telefon, kayıt cihazı, araba, buzdolabı gibi pek çok cihazı ve donanımı içerdiğini söylüyor. ‘’Patentimizin konusu gömülü sistemlerin geliştirilmesini artıran, süreci verimlileştiren bir teknik. Gömülü Sistemler dediğimiz kavram, belirli bir amaca yönelik geliştirilmiş donanım sistemlerdir. Hem yazılım hem de donanım bilgisini isteyen bir uzmanlıktır. Siz bir sisteme yeni bir özellik getireceğiniz zaman sıfırdan bir şey de yapabilirsiniz ama telefonunuza yeni bir özellik eklemek istediğiniz zaman var olan sistemden yola çıkmak durumundasınız. Bizim patentimizin konusu bu süreci hızlandırmak ve verimli kılmayı amaçlıyor’’.
Yeni ürün tasarımı kolaylaşacak
Arda Yurdakul ise gömülü sistemlere dair şu bilgileri veriyor;
‘’Internet of Things’’ diye bir kavram var. Bu akademik camiada çok bilinen bir kavram. Gömülü sistemler de aslında bu kavramın bir parçası. Sisteme yeni bir unsur koyacağınız zaman, mevcut sistemin bu yeni unsurla entegrasyonunu sağlamak önem kazanıyor. Dolayısıyla sisteme tanıtacağınız yeni unsuru önce bir modelle deniyorsunuz. Eğer model çalışırsa var olan sisteme dâhil edebiliyorsunuz. Biz ‘’Bir Entegrasyon Sistemi’’ ile bu ilişkiyi kurmayı amaçlayan ‘’melez kanalı’’ kurmuş olduk’’.
Bu modelin en önemli avantajının tasarım sürecini kısaltıp yeni ürün tasarımını kolaylaştırdığına dikkat çeken Yurdakul, Şen ve Fennibay, ‘’Bir Entegrasyon Modeli’’nin otomasyondan telekomünikasyona, günlük hayatta ise çamaşır makinesi veya buzdolabı gibi eşyaların tasarımına uzanan geniş bir yelpazede kullanılabileceğini belirtiyorlar. Patenti alınan bu modelin bundan sonraki serüveni ise projenin reel sektörle buluşmasına imkân verecek fırsatların yaratılmasına bağlı. Proje ekibi patentli projenin Türkiye’deki reel sektörün ilgisini çekeceğine inanıyor.