TÜBİTAK, üniversitelere ve firmalara mikroçip tasarım, üretim, geliştirme ve test eğitimi verecek. Mikroçip konusunda uluslarası işbirlikleri yapılarak, sanayiye de hizmet sunulacak.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Arif Ergin, mikroelektronik konusunda yapılan çalışmaların ülke güvenliği ve diğer ülkelerle rekabet açısından önem taşıdığını bildirdi.
Ergin, TÜBİTAK’ın Gebze yerleşkesinde düzenlenen Tümdevre Tasarım ve Eğitim Laboratuvarı (TÜTEL) Projesi açılış toplantısında, kurumunun ana hedeflerinin Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nda belirlendiğini söyledi.
Mikroelektroniğin de bu hedefler arasında önemli bir yeri olduğunu vurgulayan Ergin, “Sağlıkta, savunmada, iletişimde, hayatın neresinde olursa olsun bugün artık mikroelektronikte çalışmak zorunluluğumuz var. Bu konu ticari hayat içerisindeki ağırlığın da ötesinde, ülke güvenliği ve diğer ülkelerle bağımsız rekabetimiz için çok önemli bir faktör” diye konuştu.
Ergin, gerek yaptıkları askeri projelerde gerek elektronik kimlik gibi toplumu kökten değiştirecek teknolojilerde hep mikroçipin olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Bu konuda Türkiye’nin dış bağımlılığı gerçekten çok yüksek. Akademik hayatın işletmesinin mümkün olduğu Yarı İletken Teknolojileri Araştırma Laboratuvarı’yla kendi denemelerimizi yaparak damla damla yetecek kadar üretimi TÜBİTAK, kamu olarak üstlenmiş durumda. Fakat burada yetişmiş personel ve geliştirilen teknolojiler de dahil ticari hayatımızı alıp da bir kademe öteye, uluslararası rekabet düzlemine taşıyacak bir yerde değil. O yüzden bizim bir çip fabrikası oluşturmak ve Türkiye’nin yarı iletken teknolojilerinde ‘ben de varım’ diyecek yere götürmek misyonumuz var.”
– “Elektronik sektörü her yıl 10 milyar dolar açık veriyor”
TÜTEL Proje Yürütücüsü Salih Ergün ise Türk elektronik sektörünün en büyük girdi olan mikroçiplerden dolayı her yıl 10 milyar dolar açık verdiğini belirterek, bu 10 milyar doların 5 orta ölçekli yarı iletken fabrikası kurmaya denk olduğunu anlattı.
Ergün, şöyle devam etti:
“Yani mevcut durumda maalesef katma değer üretemiyoruz ve katmadeğer üretebilmemiz için de yüksek teknoloji konusunda bilgi sahibi olmamız gerekiyor. Bunun başında da mikroelektronik teknolojileri geliyor. Çeyrek altın Türkiye’de 170 liraya satılıyor ve bunu Kapalıçarşı’da herkes üretebiliyor. Tümdevre üretimini ise Türkiye’de sadece TÜBİTAK BİLGEM yapabiliyor. Aynı büyüklükte bir fotodedektörü BİLGEM yapıyor ve bin 700 dolara satılıyor bu. Daha da önemlisi bin 700 dolar verseniz bile stratejik bir ürün olduğu için dışarıda alabileceğiniz yerlerde bulunmuyor. Yani TÜBİTAK’ın elinde bu ustalık var ve temel olarak yapmak istediğimiz, bu sahip olduğumuz ustalığı üniversite ve sanayi kuruluşlarına yaymak.”
– “Beklentimiz, Türkiye’nin teknolojik bağımsızlığa kavuşması”
Ergün, proje kapsamında tümdevreyle ilgili eğitim, tasarım ve test olmak üzere 3 laboratuvar kuracaklarını belirtti.
Eğitim laboratuvarının uygulamaya yönelik olacağını dile getiren Ergün, “İlk önce üniversite ve sanayiden gelenlerin oluşturduğu gruplara temel uygulamaya yönelik 3-4 haftalık eğitimi vereceğiz. Daha sonra, tasarım laboratuvarında tasarımlarını yapacaklar ve ardından Türkiye’nin tek tümdevre üretim tesisi YİTAL’de bunların üretimini yapacağız. Son olarak üretilen çiplerin sanayiye aktarılmadan önce Tümdevre Test Laboratuvarında testlerinin yapılmasını sağlayacağız” ifadesini kullandı.
Ergün, projenin hayata geçmesi sonucunda uzun vadede bölgedeki Bilişim Vadisi ve benzeri kümelenmeler için altyapı oluşturulması, milli otomobil, milli uçak, mili uydu ve benzeri projelerde yüksek oranda yerlilik hedefine ulaşılması ve Türkiye’nin tümdevre tasarım ve üretimi konusunda teknolojik bağımsızlığa kavuşulması beklentilerinin olduğunu kaydetti.
