Türk bilim kadınları yalnız değil

0

Nobel ödüllü biyolog Elizabeth Blackburn, Paris’te Türkiye’deki bilim kadınlarına şu mesajı verdi: “Araştırmacı olarak kariyerinize devam etmek istiyorsanız hiç yılmayın. Mutlaka daima bir yolu vardır. Bilin ki dünyada size destek olacak sayısız bilim kadını var.”PAKİSTAN’da çoğu kadın ve çocukların hayatını alan saldırıdan saatler öncesi Paris’te sadece bilimin konuşulduğu bir ortamdaydım.

 

Cehaletin, önyargıların bir panzehiri eğitim ise diğeri de bilim.

 

Unesco’nun Fransa’nın kozmetik devi L’Oreal ile birlikte geliştirdikleri ‘Bilimde Kadın’programının Paris’teki ödül töreni öncesi dünyanın sayılı bilim kadınlarından moleküler biyolog Elizabeth Blackburn ile sohbet imkânı buluyorum.

 

 

Blackburn Avustralya doğumlu, Amerikalı moleküler biyolog.

 

2007 yılında Time Dergisi’nin ‘Dünyanın en etkili 100 insanı’ listesinde yer almış.

 

2008 yılında Unesco-L’Oreal bilim kadınlarına yönelik büyük ödülünün, 2009 yılında ise telomerle (kromozomların uç bölümlerinde bulunan yapılar) ilgili çalışmaları nedeniyle Nobel ödülünün sahibi olmuş.

 

ABD’nin önde gelen tıp derneklerinin çeşitli dönemlerde başkanlığını üstlenmiş olan Blackburn dünyada bilim dalında şimdiye kadar Nobel ödülüne sahip olmuş yedi bilim kadından biri.

 

Sohbetimizde parmaklarıyla Nobel’e sahip bilim kadınlarını sayarak yedi rakamına ulaşıyor.

 

Dünya nüfusunun yüzde 50’si kadın ama bilimde Nobel almış olan kadınların oranı sadece yüzde 3 diyor.

 

Blackburn, Üniversite eğitimini Avustralya’da tamamladıktan sonra 1970’lı yıllarda bilim kadınlarına daha iyi fırsat veriyor diye ABD’nin yolunu tutmuş.

 

Bilim alanında da kadınlara karşı üstü kapalı ya da açık önyargı var diyor.

 

Kimi zaman erkek meslektaşlarının bu önyargının farkına bile varmadıklarını söylüyor.

 

Yani önyargı bilinçaltlarına yerleşmiş.

 

Nobel’den sonra hayatının nasıl değiştiğini sorduğumda gülerek “Nobel alınca herkes bir davayı savunmanızı bekliyor.Bilimde kadının yeriyle ilgili eskiden söylediklerimi şimdi de söylemeye devam ediyorum ama çok daha fazla ciddiye alınıyorum diyor.

 

Blackburnun Türkiye’deki bilim kadınlarına bir mesajı da var.

 

“Araştırmacı olarak kariyerinize devam etmek istiyorsanız hiç yılmayın. Mutlaka daima bir yolu vardır. Bilin ki dünyada size destek olacak sayısız bilim kadını var”.

 

 

 

SAHNEDE YİNE KİMSE YOKTU

 

PARİS’teki ödül törenini yine buruk izledim zira ne büyük ödül sahipleri arasında, ne gelecek vaat eden genç bilim kadınları arasında Türkiye’den kimse yoktu sahnede.Oysa sahneye çıkanlar arasında Suudi Arabistan’dan Çin’e, Macaristan’dan Brezilya’ya,Meksika’dan Lübnan’a, Polonya’dan Avustralya’ya, Güney Afrika’ya kadar geniş bir coğrafya yelpazesinde yer alan bilim kadınlarını gördük.

 

Kimi AİDS’e savaş açmış, kimi kuş gribine, kimi lösemiye. Hatırlatmam gerekirse, 18 yıldan beri verilen L’Oreal-Unesco Kadın ve Bilim ödülleri için şimdiye kadar Türkiye’den sadece iki kişi sahneye çıkmış.

 

Büyük ödülün sahibi Profesör Dr. Ayşe Erzan (2003) ve gelecek vaat eden kategorisinde Ahu Arslan Yıldız (2014).Töreni birlikte izlediğimiz L’Oreal Türkiye Bilim Direktörü Fügen Soykut moralimizi yerine getiren haberi veriyor.

 

L’Oreal Türkiye’nin 13 yıldan beri başarılı bilim kadınlarına verdiği burs başvurularına bu yıl yüzde 33 oranında artış olmuş.

 

Amacımız bilimde rol modellerinin artması diyor Soykut.Rol modelleri ne kadar artarsa artsın törende “Bu gece hepimiz feministiz diyen L’Oreal’in CEO’su Jean-Paul Agon gibi sesleri burada duymadığımız sürece bilim dünyasında da, başka alanlarda da “cinsiyet eşitliği” hayal.

 

 

BİLİM KADINLARI İÇİN MANİFESTO

 

UNESCO-L’Oreal ödül töreninde, Unesco Direktörü İrina Bokova ve jüri başkanıBlackburn’un öncülüğünde bilim kadınları için altı maddelik bir manifesto imzalanıyor.

 

Manifesto Blackburnun verdiği destek sözünün kağıda dökülmüş hali.

 

Bilim kadınlarının uzun araştırma kariyerlerinde karşılaştıkları engelleri ortadan kaldırmak, bilimde üst ve lider pozisyonlarına ulaşmaları için bilim kadınlarına öncelik vermek, bilimsel konferans, sempozyum gibi toplantılarda “cinsiyet eşitliğini” güçlendirmek gibi şeyler yer alıyor manifestoda.

 

HÜRRİYET  Gila BENMAYOR 29.03.2016

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here