Baykar A.Ş. Genel Müdürü Haluk Bayraktar, “Bundan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sadece keşif, gözetleme amaçlı değil, gördüğü zaman hedefi de imha etme kabiliyetine sahip sistemleri teslim edeceğiz” dedi
Projeleri bizzat askeri bölgelere giderek, o alanda neye ihtiyaç olduğunu görerek hazırladıklarını belirten Bayraktar, “Son olarak, Bayraktar Taktik Blok 2 insansız hava aracını geliştirdik. Havalandığı zaman 4 bin kilometre uçuş yapabilen bir sistem. Devletimiz bize, ’10 saat uçabilen, 6 kilometre yukarı çıkabilen bir sistem yapın’ dedi. Biz ise 10 saat yerine 30 saat uçabilen, 6 kilometre yerine 9 kilometreye çıkabilen uçak yaptık” dedi.
2 bin 200 saatlik uçuş
Bayraktar, “35 kilogram taşıması isteniyordu biz onu 60 hatta 100 kiloya kadar artabilen bir taşıma kapasitesi olan uçak haline getirdik. Yüzde 100 milli ve özgün tasarım. Savunma sanayisinde millilik kriteri çok önemli. İnsansız hava aracının uçuş süresi 2 bin 200 saati buldu” diye konuştu.
Gördüğü hedefi vuracak
Bayraktar, Anadolu Eğitim Kültür ve İrfan Derneği (ANADER) tarafından organize edilen, Gelişen Türkiye Konferansları Dizisi-1 kapsamında Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezinde düzenlenen, “Yüksek Teknolojide Milli Hamleler-Bayraktar İnsansız Hava Araçları” konferansında konuştu.
Çalışmalara Baykar AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Bayraktar’ın idealleri doğrultusunda 15 yıl önce başladıklarını belirten Bayraktar, projelerin çok büyük mücadele sonucunda mevcut noktaya geldiğini anlattı.
Bayraktar, “Bu çok büyük bir mücadeleydi. Niye? Çünkü Türkiye 2000’li yıllara kadar silahını, teknolojisini yurt dışından hazır alan veya en fazla ortak geliştirebilen bir ülkeydi ama 2000’li yıllardan sonra bu ülkede bir irade ortaya konuldu ve denildi ki ‘Bu ülke kendi silahını, teknolojisini milli ve özgün olarak üretecek’. Bu da en somut haliyle insansız hava aracı teknolojisinde uygulandı. Niye? Çünkü insansız hava araçları bu ülkeyi geleceğe taşıyacak, havacılık arenasında dünya liginde oynamasına vesile olacak teknolojik alan olduğundan dolayı bu alanda somut olarak uygulandı. Biz çok büyük mücadelenin sonunda bu noktaya geldik” diye konuştu.
Verilen mücadelenin sonunda bu teknolojide dışa bağımlı olan Türkiye’yi hiçbir bağımlılık olmayacak şekilde, tamamen kendi milli teknolojisiyle ve yurt dışından aldığından çok daha ileri olacak şekilde insansız hava aracı geliştirdiklerini belirten Haluk Bayraktar, şöyle devam etti:
“TSK’ya başarıyla teslim ettik ve halihazırda bu çok başarılı şekilde kullanımda ve terörle mücadelede çok büyük katkılar sunuyor. Bildiğiniz üzere son dönemde çok yoğun terörle mücadelede çatışmalar yaşanıyor. Şehitlerimiz adeta kahramanlık destanları yazıyor, sahip olduğu inançla bu insanlar, bizim burada huzur içerisinde yaşamamız için çok büyük ve çetin mücadeleler veriyor. Bizler de bu ekibin yetiştirdiği mühendisler olarak sahip olduğumuz bilgi, birikimi ve enerjiyi bu insanlara daha iyi nasıl hizmet edebiliriz, onların ihtiyaç duyduğu silah teçhizatını, teknolojiyi nasıl sağlarız, nasıl daha etkin mücadele edebilirler gayreti içindeyiz.”
Bayraktar, havacılık tarihine ilişkin bilgileri ve yapılan çalışmaları katılımcılara aktararak, geçmiş dönemde bu alanda risk alıp milli atılım yapan insanlara sahip çıkılmamasının, Türkiye’ye pahalıya mal olduğunu vurguladı.
– Bayraktar Taktik Blok 2
Projeleri bizzat askeri bölgelere giderek, o alanda neye ihtiyaç olduğunu görerek hazırladıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Son olarak, Bayraktar Taktik Blok 2 insansız hava aracını geliştirdik. Havalandığı zaman 4 bin kilometre uçuş yapabilen bir sistem. Devletimiz bize, ’10 saat uçabilen, 6 kilometre yukarı çıkabilen bir sistem yapın’ dedi. Biz ise ‘Türk milleti kendi insanına güvenirse, size istenilenin çok daha ötesini verir’ dedik ve bu başarıyı göstermek adına 10 saat yerine 30 saat uçabilen, 6 kilometre yerine 9 kilometreye çıkabilen uçak yaptık. 35 kilogram taşıması isteniyordu biz onu 60 hatta 100 kiloya kadar artabilen bir taşıma kapasitesi olan uçak haline getirdik. Öyle bir sistem geliştirdik ki yüzde 100 milli ve özgün tasarım. Savunma sanayisinde millilik kriteri çok önemli. Diğer sektörlerde olmadığı kadar önemli niye çünkü yeri gelir bir cıvataya dahi muhtaç kalırsınız, onu dahi vermezler.”
– “İnsansız hava aracının uçuş süresi 2 bin 200 saati buldu”
Türkiye’de yaklaşık 10 yıl önce savunma sanayisindeki yerlilik oranının yüzde 20 olduğuna dikkati çeken Bayraktar, “Halihazırda bütün sektörde yüzde 50 oranında bir yerlilik var. Bizim projemizde rekor seviyede yerlilik var, yüzde 93 gibi oranla bu tamamlandı. Türkiye’de 150 yıldır piyade tüfeği dahi üretilmiyordu, şimdi daha yeni imzalandı. Böyle bir ortamda insansız hava aracı gibi bir teknolojiyi tamamen yüzde 100 milli, özgün tasarım ve yüzde 93 gibi yerli katılım oranıyla tamamlamak gerçekten önemli bir başarı” dedi.
Bayraktar, insansız hava aracının uçuş süresinin kısa sürede 2 bin 200 saati bulduğunu ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:
“Şu an TSK bünyesindeki bu ölçekli envantere girmiş kullanılan tek sistem Bayraktar Taktik Blok 2. Aynı zamanda en etkili keşif ve gözlem yapabilen sistem. Sistemi, bizden talep edilenden daha ötesini sunma gayretiyle geliştirmeye devam ettik. Ülkemizde milli füze geliştiren Roketsan firması ile kendi imkanlarımızla, yine devletten herhangi bir destek istemeksizin, Özdemir Bayraktar’ın tabiriyle ‘durumdan vazife çıkartarak’ bir araya geldik. Roketsan, bu uçak için milli bir füze geliştirdi, biz de bu füzeyi uçağa entegre ettik. Türkiye uçağı ve füzesi ile bunları milli olarak geliştiren ülke statüsüne girdi dünyada. Bundan sonra Türk Silahlı Kuvvetlerimize sadece keşif, gözetleme amaçlı değil, gördüğü zaman hedefi de imha etme kabiliyetine sahip sistemleri teslim edeceğiz. Türkiye şu an silahıyla insansız uçağıyla bu teknolojiyi geliştirebilen dünyada 6 ülkeden biri. Bu süreci, iradeyi kesintiye uğratmadan devam ettirirsek ancak o büyük Türkiye hedefine ulaşabiliriz. Bugün ki bulunduğumuz durumda ‘Tamam, biz yaptık her şeyi’ demiyoruz, daha çok yapacak işimiz var.”
STAR 02.04.2016