Gözaltı torbası ile gelen şirket mucizesi

0

Kadınların en çok kullandığı estetik malzemesi botoks’u üreten Allergan PLC, geçen hafta Topokine Therapeutics’i satın aldı. Çünkü, bu genç şirket, gözaltı torbalarına çare üretmeyi başardı.

 

21 Nisan Perşembe günü, başta Bloomberg olmak üzere, medyanın ekonomi bölümlerine düşen bir bilgi, çoğu insan için sıradan bir haber gibi görünüyordu.Allergan PLC adlı bir şirket, Topokine Therapeutics adlı bir şirketi satın aldığını açıklamıştı. Topokine, ilgililer dışında fazla insanın tanımadığı bir şirketti. Satış meblağı ise 85 milyon dolardı.

DEVİ HERKES TANIYORDU

Dijital şirketlerin, milyarlarla ifade edilen satışlarının yanında, sözü edilmeyecek kadar küçük bir şirket denilebilirdi.. Bu nedenle olay, belki de sadece tıp dünyasının uzman kişileri arasında kalabilecek cinstendi. Ancak olayın biraz altına inenler, ilginç bazı bilgilere ulaştılar. Topokine, iki genç insan tarafından kurulmuş, tipik bir tıbbi startapp şirketiydi. Cüce değil, ama henüz çocuk bir şirketti. Alan firma bir devdi. Geçen yıl, 2.1 milyar dolar ödeyerek, Kythera Biopharmaceuticals şirketini alınca dikkatleri üzerine çekmişti.  Ancak adını bütün dünyaya duyuran asıl gelişme bu yıl başında olmuştu.  Dünyanın en büyük ilaç üreticisi olan Pfizer’la birleşince gözler bu şirketin üzerine dönmüştü.  O nedenle 85 milyonluk bu satış da tıp alanındaki uzman ekonomistlerin dikkatini çekmişti.

 

BOTOKSUN SAHİBİ GENÇ TÜRK’E GÖZ DİKİYOR

Bu şirketi, özelikle kadınların dünyasına bağlayan çok önemli bir özelliği vardı. Allergan PLC, son 30 yılda kadınların en çok kullandığı estetik malzemesi olan botoksu bulan ve üreten şirketin de sahibiydi. Ve 21 Nisan günü yapılan açıklamada da özellikle yaşlanan insanları çok yakından ilgilendiren ve estetik alanında onlara çok umut verecek bir gelişme vardı. Bu gelişme büyük bir tesadüfle ortaya çıkmıştı. Ve bu gelişmenin tam ortasında da bir insan vardı. Genç bir Türk bilim insanı… Ama önce, 21 Nisan gününden gerilere, 2010 yılına dönelim.

 

BİR YAN ETKİSİ VAR

24 Kasım 2014 günü, Amerika’nın önde gelen dermatoloji kuruluşlarından SkinCare’inTwitter hesabından şöyle bir tweet atıldı:

“Gözaltı torbaları için mucize bir ilaç…”

Aynı gün, ünlü kadın dergisi Elle bu mesajı paylaştı.

Buna benzer mesajlar çoğalıyordu.

Aslında bütün bunlar, 2010’lu yılların başında Massachusetts Üniversitesi Göz ve Kulak Tedavisi Bölümü’nde çalışan genç bir ekibin tesadüfen bulduğu bir şeyle başlamıştı.

Konuları, glokomayı (göz tansiyonu) önleyecek bir ilacın bulunmasıydı.  İşte tam o sırada, çalışan genç doktorlardan biri tuhaf bir şeyi fark eder. Hastalara uyguladıkları göz tansiyonu ilacının çok önemli bir yan etkisi vardır.

Uygulanan hastaların göz altlarındaki torbalar hızla kaybolmaktadır. O an yeni bir “Viagra sürprizi” ile karşı karşıya olduklarını fark ederler. Nasıl kalp hastalarını tedavi için denenen ilacın ereksiyon sağlayıcı bir etkisi olmuşsa, bu ilacın da gözaltı torbalarının ortadan kaldırılmasında çok önemli bir etkisi vardı.

Bu sürprizi bulan doktorların başında genç bir Türk doktoru bulunmaktadır. Adı Murat Kalayoğlu’dur.

Dünyanın en ünlü karaciğer nakli uzmanlarından olan Prof. Münci Kalayoğlu’nun oğludur. Kardeşi gibi o da Amerika’da doğmuştur. Kardeşi hukuk okumuş ve bir Amerikan savcısı olmuştur.  O ise babası gibi tıp alanını seçmiştir. Fark ettiği yan etki, araştırmanın yönünü bir anda değiştirmiştir.

 

27 Ocak günü atılan tweet: GÜLME ÇİZGİLERİNİN AZALTILMASINDA MUCİZE

27 Ocak 2016 günü merkezi Boston’un South Street’inin 60 numarasında bulunan bir binada Topokine adlı şirketin hesabından şu tweet atılır:

“Gülme çizgilerinin azaltılması için ikinci faza geçtik.”


Tıp dünyası belki de botokstan sonraki en önemli buluşuna doğru ilerlemeye başlamıştır.

Göz altı torbaları, tıpta “Steatoslepharon” olarak biliniyor. Yaşlanmanın en önemli belirtilerinden biridir. Genç hücreler, gözün kenarında biriken yağı kovarlar. Ama onların bıraktığı boşluğa lipit adı verilen yağlar dolar.

Bu, estetikçilerin en zor halledebildikleri sorunlardan biridir.

Bazı hastalarda ameliyatla halledilmeleri bile çok güçtür. Bunların önlenmesi için bazı ürünler bulunmuştur. Ama bu ilaçlar, deriyi geçip yağ dokusuna geçememektedir.  Çalışan gruptan iki genç insan önce kendilerine “Topokine” adlı bir şirket kurarlar.

İki genç doktordan biri Murat Kalayoğlu öteki ise Michael Singer’dir… İlaçların geliştirilmesinde “birinci faz” denilen, hayvanlar üzerindeki denemeler başarıyla biter ve ikinci faza geçilir.

 

İKİNCİ BOTOKS MUCİZESİ Mİ GELİYOR

Genç Türk doktor ve arkadaşı aslında bir değil iki ürün üzerinde çalışmaktadır. Birincisi gözaltındaki yağları eriten “XAF5”tir. Ama ikinci bir ilaç daha vardır. O da cildi genç ve gergin tutan yağların azalmasını önleyen üründür.

Onun adı da TAT4’tür. Azalan yağlar yüzde kırışıklıklara yol açmaktadır. Yani gözaltındaki yağlar azaltılırken, yüzdeki yağların çoğaltılması gerekmektedir. İnsan üzerindeki uygulamalar, gönüllü 90 kişi üzerinde başlar.

Bunların bir bölümüne gerçek ürün verilir. Bir bölümlüne ise hiç etkisi olmayan plasebo maddesi sürülür.

Plasebo uygulananlarda doğal olarak bir değişiklik olmaz. Gerçek ilaç sürülenlerin yüzde 85’inde ise çok olumlu sonuç alınır ve üçüncü faza geçilir. Yani ürün, ilacın ticarileşmesine izin verecek olan FDA’ya sunulacak aşamaya gelmiştir.

İşte bu noktada, ilaç devi Allergon PLC ve Pfizer devreye girip şirketi satın alır.

Yeni bir Viagra mucizesi gerçekleşmek üzeredir. Buna “ikinci botoks mucizesi” denilebilecekti. Üstelik botoks estetik operasyonları ortadan kaldıramamıştı ama bu ilaç en azından gözaltı torbaları konusunda oparasyonu gereksiz kılacak sonuçlar verebilecekti.
Peki Türk doktor bu buluşu dolayısıyla Nobel alabilecek mi…

Murat Kalayoğlu Hürriyet’e verdiği mülakatta gülerek, “Estetikle ilgili bir şeye Nobel verilir mi? Kansere çare bulmadık” diyor…

O belki alçakgönüllülükle söylüyor bunu.

Ama yaşlanan insanı mutlu edecek bir ürüne niye Nobel verilmesin ki…

 

HÜRRİYET Ertuğrul ÖZKÖK 01.05.2016

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here